Öğretim üyelerinde eş durumu tayini üniversitelerde görevli akademisyenler tarafından sıklıkla araştırılan bir konudur. Bu kapsamda öncelikle eş durumundan tayin müessesesinin açıklanması gerekmektedir. Eş durumundan tayin, bir devlet memurunun eşinin bulunduğu yere tayin istemesi durumudur. Eş durumundan tayin için kurumların her birinin kendi yönetmeliği bulunuyor.
Lakin 2547 ' ye tabi olan , yurtdışında eğitim görüp Türkiye'ye gelen birçok öğretim görevlisi, eşlerinden ayrı bir şekilde yaşamak durumunda kalıyor.
Bu durumda aile birliğinin korunulmasında zorluğa düşüldüğü, maddi - manevi olarak tarafların yıprandığı ve en önemlisi çocukların sağlıklı bir aile ortamında büyüyememesinden kaynaklı aile içinde ve çocuk adına zorlu günler geçirdiği malumunuz.
Taraflar bu sorunu çözmek adına ö
ncelikle üniversite içerisinde bir çözüm aramakta lakin boş kadronun olmaması, öğretim elemanına ihtiyacın olmasına rağmen kadro açılmaması nedeniyle öncelikli çözüm yolu tıkanmış oluyor.
Öğretim üyelerinde eş durumu tayininde, üniversite içerisinden açık kadroya kabul/ muvafakat yolundan gidemeyen tarafların YÖK'e mağduriyetlerini dile getiren bir dilekçe yazmaları gerekmektedir. Ve bu dilekçeyi yazarken dikkat edilmesi gereken 3 husus bulunmaktadır.
Anayasamızın 41. Maddesinin 1. Ve 2. Fıkrasında “Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet ailenin huzur ve refahı ile ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Bu hüküm uyarınca Devlet, Anayasal bir hak olarak ''aile birliğini korumakla ve kollamakla yükümlü'' tutulmuştur.
Ayrıca ailenin korunması evrensel bir insan hakkı olup bireylerin yanında toplum ve devlet de aileyi korumakla yükümlüdür. Bu nedenle, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi “Aile, toplumun, doğal ve temel unsurudur, toplum ve devlet tarafından korunma hakkına sahiptir'' hükmünü haizdir.
Yukarıda açıklandığı üzere 2547 ' ye tabi olan eşlerin aile birliğinin tesis edilmesi Devletin temel görevi olarak anayasamızda belirtilmiştir.
YÖK'e verilecek Öğretim üyelerinde eş durumu tayini dilekçelerinde bu hususun kesinlikle belirtilmesi gerekmekle beraber, dilekçenin reddi halinde görülecek idari davada tekraren bu hususun mahkeme huzuruna getirilmesi gerekmektedir.
Öğretim üyelerinde eş durumu tayini sürecinin Ankara avukat hukuki danışmanlığı alınarak takip edilmesi sürecin hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesi açısından oldukça önem arz etmektedir.
2547 ' ye tabi olan ve eş durumu nedeniyle birbirlerinin üniversitesine nakil/ geçiş yapamayan öğretim görevlilerinin , idareye başvururken dikkat etmeleri gereken en önemli hususlardan biri de avantajlı-dezavantajlı bölge ayrımının yapılmasıdır.
Çünkü Ankara ve Batman'da görev yapan iki öğretim görevlisini örnek olarak esas alırsak; Batman'da görev yapan eğitim görevlisinin imkanlar açısından daha dezavantajlı olduğu açıktır. Üniversite açısından bakıldığında ise dezavantajlı bölgede görev yapan yetişmiş ve iyi eğitim verecek öğretim görevlisini katiyen kaybetmek istemeyecektir. İdareye başvururken dezavantajlı bölgede görev yapmak istediklerini bildirdikleri takdirde, olumlu dönüş yapma ihtimalleri daha yüksektir. Öğretim üyelerinde eş durumu tayini her bir üniversitenin kendi başına ayrı bir kamu tüzel kuruluşu olmasından ve merkezi bir yer değiştirme sistemi bulunmamasından kaynaklı olarak gerekli başvuruların alanında uzman bir Ankara avukat tarafından yapılması hak ve menfaat kaybı yaşanılmasının önüne geçecektir.
Kamusal veya özel yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından gerçekleştirilen ve çocukları ilgilendiren her türlü faaliyette, çocuğun (yüksek) üstün yararı temel bir ilkedir" olarak bilinen Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin öne çıkan ilkesi, yazıldığı günden itibaren hukuk sistemine önemli etkiler yaratmıştır. Çocuk Hakları Sözleşmesi, bu ilkeyi sadece aile hukukuyla sınırlı görmemekte ve idare hukuku da dahil olmak üzere kamu hukuku alanını kapsayan bir çerçevede ele almaktadır. Bu Sözleşme ile birlikte, çocuğu ilgilendiren tüm kararlarda çocuğun yüksek yararı, idareye rehberlik etmelidir
Bu nedenle idareye verilecek tayin/ nakil talebi dilekçesinde , çocuğun üstün menfaatinin ve ayrı kalınan sürede çocuğun sağlıklı bir şekilde büyütülmesinin noksan kalacağı, anne ve babanın analık ve babalık duygularının tatminin de sağlanamayacağı hususları belirtilmelidir.
Yukarıda açıklanan hususlar üzerine Öğretim üyelerinde eş durumu tayini talepli olarak yazılacak dilekçenin eksiksiz yazımı ve/veya idarenin olumsuz cevabı üzerine açılacak idari işlemin iptali ve yeniden tahsisi davası için ise Ankara avukat hak ve menfaat kaybı yaşamamanız adına profesyonel danışmanlık ve dava takip hizmetleri vermektedir.