TANIMA VE TENFİZ DAVALARI
Tanıma ve tenfiz davaları, yabancı bir devlette alınan mahkeme ilamının Türk Hukuku içinde uygulanabilirliği veya tanınması amacıyla Türk Mahkemelerinde açılan davadır. Bu iki kurum Milletlerarası Özel Hukuk Kanununda genel hatlarıyla düzenlenmişse de belli başlı özel durumlar farklı kanunlarda da düzenlenmiş bulunmaktadır. Tanıma ve tenfiz davaları mutlaka alanında uzman bir Ankara avukat danışmanlığında yürütülmelidir.
Tenfiz davası nedir sorusu yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız tarafından sıklıkla merak edilen bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Tenfiz davası, yabancı mahkemelerce kesinleştirilen eda davalarının Türk Hukukunun geçerli olduğu sınırlar içerisinde icra edilebilmesi için Türk Mahkemelerinden alınması gereken karardır.
Tanıma davası ise yenilik doğuran veya tespit davaları gibi icra edilebilirliği olmayan yabancı mahkeme kararlarının Türk hukukunun geçerli olduğu sınırlar içerisinde hüküm doğurması için Türk Mahkemelerinden alınması gereken karardır.
Örnek vermek gerekirse Fransa’da boşanan tarafların boşanma kararlarının Türkiye’de hüküm ifade etmesi için tanıma kararı alınması gerekir. Bunun için de tanıma davası ikame edilir. Ancak alınan mahkeme kararında nafaka ve tazminata ilişkin de kararlar varsa bu kararın tenfizi gerekmektedir. Nafaka veya tazminat gibi kararın icrasını gerektiren hususların icra edilebilmesi için tenfiz şarttır.
Yabancı mahkemece verilen kararın Türk Mahkemelerince tenfizinin istenebilmesi için öncelikte kararı veren yabancı mahkemenin; Milletlerarası Usul Hukuku hükümlerince uyuşmazlık konusu olayda hüküm vermeye yetkili olması gerekmektedir. Bu sebeple tanıma davası veya tenfiz davası bir Ankara avukat danışmanlığında ikame edilmelidir.
Tanıma ve tenfiz arasındaki bir diğer önemli fark ise MÖHUK m.58/1 hükmü gereği tenfizin şartları arasında sayılan MÖHUK m.54/a’da bahsi geçen “karşılıklılık ilkesi”; tanıma davası şartlarında aranmamaktadır. Bunun anlamı tenfizi istenen yabancı ülke kararının; tam tersi şekilde kararın Türkiye’de verilmesi halinde de ilgili yabancı ülkede tenfizinin yani icra edilebilirliğinin olması gerekir. Bu ilke; ülkeler arası yapılan anlaşmalar, fiili uygulama veya kanun hükümleri ile sağlanmaktadır.
Tenfiz davası için karşılıklılık şartı var iken; tanıma davası için karşılıklılık şartı yoktur.
Milletlerarası Özel Hukuk hükümlerince bir takım uyuşmazlık konuları yalnızca Türk Mahkemelerinde görülebilecektir. Buna münhasır yetki denmektedir. Dolayısıyla bir yabancı mahkeme kararının tenfizi veya tanınmasının istenebilmesi için kararın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisi dışında verilmiş olması gerekmektedir.
Yabancı mahkemece verilen kararın tenfizi ve tanınmasının istenebilmesi için kamu düzenine aykırı olmaması gerekmektedir. Burada kamu düzeninde anlaşılması gereken Türk Hukukuna hâkim olan ilkeler ile anayasadaki temel hak ve özgürlüklerdir denebilir.
Ancak diğer taraftan revizyon yasağı gereği tenfiz davası veya tanıma davasının görüldüğü mahkemece yabancı ilamın içeriğini incelenmesi yasaklanmıştır.
Yabancı ülkedeki davanın görüldüğü esnada aleyhine kararın tenfizi istenen tarafın savunma haklarına riayet edilmesi gerekmektedir. Ancak diğer şartlardan farklı olarak bu şart ile davanın reddine karar verilebilmesi için aleyhine tenfiz istenen kişinin itirazı gereklidir.
MÖHUK m.55/2 hükmüne göre yabancı mahkemece verilen kararın Türk Hukukunda uygulanabilir olması gerekir. Karşı taraf, mahkeme kararının kısmen veya tamamen yerine getirilmiş olması veya yerine getirilmesine engel durumun ortaya çıktığını öne sürerek tanıma davası veya tenfiz davasına itirazda bulunabilir.
MÖHUK m.52 gereği tenfiz davası veya tanıma davasında hukuki yararı bulunan herkes işbu davaları açmakta yetkilidir yani taraf olabilecektir. Tanıma ve tenfiz davaları açılamdan önce ilgili kararın Türk hukukunda tanıma ve tenfize uygun bir karar olup olmadığı ve gerekli şartları sağlayıp sağlamadığı noktasında süreç Ankara avukat danışmanlığı ile yürütülmelidir.
MÖHUK m.51 hükmü gereği tanıma tenfiz davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Ancak özel bir hüküm olarak aile hukukunu ilgilendiren ilamlarda tanıma ve tenfiz Aile Mahkemelerinde açılacaktır.
Yetkili mahkeme ise aleyhine tanıma veya tenfiz istenen tarafın Türkiye’deki yerleşim yerindeki veya sakin olduğu yerdeki mahkeme; yoksa Ankara, İstanbul veya İzmir Mahkemelerinden biridir.
Tanıma, bir yabancı mahkeme ilamının, tanındığı ülkede kesin hüküm kuvveti kazanmasıdır. Tenfiz ise tanımanın bir adım ötesinde, yabancı mahkeme ilamının tenfiz edilen ülkede tanınarak icra edilebilir hale gelmesidir. Tenfiz kararı niteliği itibariyle tanımayı da içerir.
MÖHUK m.52 gereği tenfiz davası veya tanıma davasında hukuki yararı bulunan herkes işbu davaları açmakta yetkilidir yani taraf olabilecektir.
Tanıma tenfiz davasında dava açılış aşamasında, mahkeme harcı ve gider avansı ödenir. Bu miktar 2023 yılı itibariyle yaklaşık 2.000 TL civarındadır.
Tanıma veya Tenfiz ikinci bir boşanma davası değildir. Sadece yabancı mahkemeden alınan boşanma kararının ve sonuçlarının Türkiye'de geçerli hale gelmesi için açılan bir davadır. Aksi halde boşanma Türkiye'de geçerli olmadığından boşanmaya dayalı haklar da iddia edilemeyecektir. Örnek vermek gerekirse Fransa’da boşanan tarafların boşanma kararlarının Türkiye’de hüküm ifade etmesi için tanıma kararı alınması gerekir. Bunun için de tanıma davası ikame edilir. Ancak alınan mahkeme kararında nafaka ve tazminata ilişkin de kararlar varsa bu kararın tenfizi gerekmektedir. Nafaka veya tazminat gibi kararın icrasını gerektiren hususların icra edilebilmesi için tenfiz davası şarttır.