Tutuklama kararı,şüpheli veya sanığın suç işlediği yönünde KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİNİN oluştuğunu gösteren somut deliller bulunması durumunda, hakim veya mahkeme kararıyla sanık veyaşüphelinin suçluluğu hakkında kesin karar verilmesinden önce özgürlüğünün geçici olarak sınırlandırıldığı bir koruma tedbiridir.Koruma tedbirleri arasında en detaylı düzenlenen tedbirdir. Bunun sebebiise henüz ortada kesinleşmiş bir hüküm yokken kişiyi özgürlüğünden alıkonulmasıdır.
Tutuklama kararı bir cezalandırma amacı taşımaz, diğer koruma tedbirlerinde olduğu gibi sanığın ya da şüphelinin hazır bulundurulmasını sağlayan, delillerin muhafaza edilmesini sağlayan ve aynı zamanda sanık hakkında infazı gerektiren bir hüküm kurulursa bu hükmü güvence altına alan bir koruma tedbiridir.
Tutuklama kararı en son çare olarak başvurulması gereken bir koruma tedbiridir. Örneğin A kişisi yurtdışında yaşıyor olsun. A kişisinin Türkiye’ye yaz tatili için geldiği zaman diliminde suç işlemiş ise sulh ceza hâkiminin karşısına çıktığı zaman somut olayları değerlendirerek kişinin yurtdışına kaçmasını düşünerek direkt tutukluluk kararı vermesi gerekmemektedir.
Çünkü adli kontrollerden biri olan yurtdışına çıkış yasağı verilerek de istenilen sonuca ulaşılabilecektir. Bu sebeple tutuklama en son çare olarak başvurulması gereken bir koruma tedbiridir. Tutukluluk kişiyi özgürlüğünden mahrum bıraktığı için Ankara ağır ceza avukatı hukuki yardımından yararlanmanız siz değerli okuyucular açısından büyük önem arz etmektedir.
Tutuklama kararının verilmesi hem soruşturma aşamasında hem de kovuşturma aşamasında mümkün olabilmektedir: Örnek üzerinden ilerlersek; hakkınızda bir şikâyetya da ihbar mevcutsa ve yakalanma durumunuz mevcutsa, yakalanmadan sonra gözaltına alınırsınız. Gözaltına alındıktan sonra savcı karşısına çıkıyorsunuz, savcı karşısına çıktıktan sonra da savcı tutuklama talebiyle sizi sulh ceza hâkimine sevk eder. Yani sulh ceza hâkimliği kişinin ve müdafisinin beyanlarını alarak bir kanaate varır ve tutuklama kararı verebilir.
Ancak önemle belirtmemiz gerekir ki; Cumhuriyet savcısı kişiyi tutuklama istemi olmadan sulh ceza hâkimliğine sevk ederse sulh ceza hâkimi resen tutuklamaya hükmedemez. Sulh ceza hakimi istem olup olmadığını incelemektedir. Cumhuriyet savcısı tutukluluk isteminde mutlaka gerekçe de göstermelidir. Hakim veya mahkeme tutuklama kararı verecekse gerekçesini kesinlikle bildirmelidir.
SORUŞTURMA EVRESİNDE: Tutuklama kararını Cumhuriyet savcısının istemi üzerine Sulh Ceza Hakimi verir. Tutukluluğu ise Savcı kendi kararıyla kaldırabilir.
KOVUŞTURMA EVRESİNDE: Tutuklama kararını ya cumhuriyet savcısının istemiyle ya da resen (doğrudan, istek ve taleple bağlı olmaksızın) Mahkeme vermektedir.
Tutuklama nedenleri öncelikle iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. Maddesi ile buna bağlı olarak Anayasamızın 19. Maddesinde birbirlerine paralel olarak düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin madde 5/1-c, hiçbir kimsenin hapis veya yakalama dışında özgürlüğünden alıkonamayacağı ifade edilmiştir.
Anayasa m.19’da, herkesin kişi hürriyeti ve güvenliğine sahip olduğu belirtilmiş, ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında bu anayasal hakkın istisnaları sıralanmıştır. Üçüncü fıkrada ise, tutukluluk kararının sadece hakim tarafından verilebileceği vurgulanmıştır. Bu yasa maddeleriyle birlikte tutuklamanın anayasal şartları belirtilmiştir.
CMK’da sayılan tutuklama nedenleri;
Yukarıda ayrıntılı olarak anlattığımız tutuklama nedenlerinden birisi somut olayda mevcut olmasa dahi kanunumuzda sayılanve katalog suçlar olarak ifade edilen bazı suçların mevcudiyeti yönünde kuvvetli şüphe söz konusuysa yine tutuklama nedenleri varsayılabilecektir. CMK m.100/3’de düzenlenen ve tutuklamaya karine teşkil eden katalog suçlar kaynağını Anayasa Madde 19/3 düzenlemesinden almaktadır. Buna göre, Kanunda sınırlı olaraksayılmış suçların işlenmiş olduğu hususunda kuvvetli şüphenin varlığı halinde tutuklama nedeni varsayılabilecektir.
CMK m.100/3 de bahsetmiş olduğumuz katalog suçlar tek tek düzenlenmiştir. Sınırlı olarak sayılan bu suçların işlenmiş olduğu hususu varsayılarak tutuklama nedeninin varlığı kabul edilmektedir.
Tutukluluğa ilişkin verilen kararlara itiraz eden taraflar kararın kimin lehine ya da aleyhine verildiğine göre değişiklik göstermektedir. Bu kapsamda aleyhine karar verilen taraf kim ise karara da o itiraz edebilecektir. Tutukluluğa itiraz hakkı CMK 260’da ve davamı maddelerde düzenlenmiştir.
Tutukluluk itiraz için Ankara ağır ceza avukatı desteği almanız itirazın en doğru şekilde yapılması hususunda size yardımcı olacaktır.
Sulh ceza hakiminin vermiş olduğu tutukluluk kararına karşı itirazı asliye ceza mahkemesi hakimi incelemekle yetkilidir. Ancak sulh cezaya ait işler asliye ceza tarafından yürütülüyor ise bu durumda itirazı incelemeye ağır ceza mahkemesi başkanı yetkilidir.Tutukluluk itiraz yapılırken nereye ve nasıl itiraz edileceği konusunda Ankara ağır ceza avukatı hukuki danışmanlığı almanız süreleri kaçırmamak adına oldukça büyük önem arz etmektedir.
İtiraz, hakim veya mahkeme kararlarına karşı ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren 7 gün içinde kararı veren mercie verilecek birtutukluluk itiraz dilekçesi ile veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak sureti ile yapılır.
İtiraz üzerine, kararı veren hâkim veya mahkeme kendi kararını inceler. Şayet itirazı yerinde görürse kendi verdiği kararını kaldırır. Ancak, itirazı yerinde görmez ise itirazı 3 gün içerisinde incelemeye yetkili mercie gönderir. Bu süreleri kaçırmamak ve itiraz dilekçesinin eksik husus olmadan yazılması için Ceza avukatı Ankara siz değerli okuyucularımıza oldukça katkı sağlayacaktır.
İSTİSNA:Vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlarda üst sınır 2 yıldan az olsa bile tutuklama kararı verilebilir.
İSTİSNA :Sırf askeri suçlarda üst sınır 2 yıldan az olsa bile tutuklama kararı verilebilir.
İSTİSNA :Tutuklama kararı verildiği anda 15 yaşını doldurmamış çocuklar için üst sınırı 5 yılı aşmayan suçlar için tutuklama kararı verilemez.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye’nin en fazla mahkum olduğu husus tutukluluk süresidir.Çünkü kişinin tutukluluğunda gerekli olan makul sınır aşılırsa kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı ihlal edilmiş olacaktır.(AİHS M.5/3 ihlali)
Uzatma kararları cumhuriyet savcısı, şüpheli, veya sanık ile müdafi görüşleri alındıktan sonra verilir.Unutulmamalıdır ki; kanun yolu aşaması da kovuşturmanın bir parçasıdır.
SORUŞTURMA EVRESİNDE
Soruşturma evresinde; en geç 30 günlük periyotlar halinde tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmediği incelenir.
Kovuşturma evresinde;tutukluluk halinin gerekip gerekmediği her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında incelenmektedir.
Adli kontrol bakımından böyle bir düzenleme yoktur. Soruşturmada verildiyse kovuşturmaya kadar; Kovuşturmada verildiyse karar kesinleşene kadar devam eder.