Malpraktis ne demek? Tıbbi uygulama hatası ya da diğer adıyla Malpraktis, hekimin mesleki yükümlülüklerine aykırı şekilde hatalı, ihmalkâr ya da bilgisizce bir uygulama yapması anlamına gelmektedir. Günümüzde estetik cerrahiye olan ilgi her geçen gün artmakta, bireyler fiziksel görünümlerini iyileştirmek ya da gençleşmek amacıyla çeşitli estetik operasyonlara başvurmaktadır. Ancak estetik operasyonlarda beklenmeyen sonuçlarla karşılaşılabilmekte ve bu sonuçlar ciddi mağduriyetlere yol açabilmektedir. İşte bu noktada malpraktis, yani tıbbi uygulama hatası kavramı devreye girer.
İçindekiler
ToggleTıbbi uygulama hatası ya da diğer adıyla Malpraktis, hekimin mesleki yükümlülüklerine aykırı şekilde hatalı, ihmalkâr ya da bilgisizce bir uygulama yapması anlamına gelmektedir. Komplikasyon ise, tıbbi uygulamaya ilişkin önceden öngörülemeyen, öngörülse dahi önlenemeyen, istenmeyen sonuç olarak tanımlanabilir. Bu kapsamda, her komplikasyon malpraktis olarak değerlendirilmemektedir.
Genel tıbbi uygulamalar bakımından malpraktis dışı komplikasyon halinde hastanın tazminat hakkı bulunmasa da, estetik operasyonlar yönünden bu noktada bir ayrıma gidilmektedir. Estetik operasyonlar çoğunlukla zorunlu olmayan, yani kişinin kendi tercihiyle yaptırdığı müdahalelerdir ve hekim tarafından hastaya bir sonuç vaadinde bulunulmaktadır. Yargıtay bu yönüyle estetik operasyonları diğer tıbbi uygulamalardan ayırmakta, genel tıbbi uygulamalar vekâlet sözleşmesi (TBK m.502 ve devamı) hükümlerine tabi iken estetik operasyonlar sonuç vaadinde bulunulması sebebiyle eser sözleşmesi (TBK m.470 ve devamı) hükümlerine tabi tutulmaktadır.
Örneğin:
gibi durumlar vadeliden sonucu ihlal ettiğinden bu durumların yaşanması halinde maddi-manevi tazminat talebinde bulunulabilmektedir.
Ancak bu noktada devlet hastanelerinde yapılan estetik operasyonlarla özel hastaneler ya da tıp merkezi, doktor muayenehanesi gibi yerlerde yapılan estetik operasyonları da ayırmak gerekir. Zira devlet hastaneleri ve kamu sağlık kuruluşlarında hasta ile idare arasında bir vekâlet sözleşmesi ya da eser sözleşmesi değil idari bir hizmetin yerine getirilmesi söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla, bu makalemiz özel sağlık kuruluşlarında gerçekleştirilen estetik operasyonlara ilişkin değerlendirilmelidir. Hatalı bir estetik ameliyatla karşılaştığınızda malpraktis avukatı ya da Ankara avukat danışmanlık hizmeti almanızı tavsiye ederiz.
Hatalı estetik operasyon sebebiyle açılan tazminat davası, gerçekleştirilen operasyon sonrasında hastanın beklediği sonuca ulaşamaması, duyu kaybı yaşaması, yeni sağlık sorunlarıyla karşılaşması ya da psikolojik olarak olumsuz etkilenmesi durumlarında başvurulan bir hukuki yoldur. Bu dava, hekimin zorunlu mesleki mali sorumluluk sigortası mevcutsa, doğrudan sigorta şirketine karşı da açılabilir.
Bu tür zararlarda yalnızca fiziksel sonuçlar dikkate alınmaz; estetik müdahalenin başarısız olması nedeniyle psikolojik travma yaşayan kişilerin ruhsal zararları da tazminat kapsamında değerlendirilmektedir. Ayrıca, hasta vefat etmişse, hastanın destek sağladığı yakınları ya da mirasçıları da destekten yoksun kalma gerekçesiyle tazminat talebinde bulunabilir.
Estetik operasyonlar yukarıda açıklandığı üzere eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirildiğinden, mağdur hastaların yalnızca tazminat değil, aynı zamanda bazı seçimlik hakları da bulunmaktadır. Hekimin müdahalesi sonrasında istenen sonucun elde edilememesi halinde hasta, aşağıdaki haklardan birini kullanabilir:
Bir estetik operasyon sonrası malpraktis iddiası ile dava açılabilmesi için bazı koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
Hekim, tıp biliminin gerekliliklerine uygun hareket etmekle yükümlüdür. Standart tıbbi uygulamalara aykırı davranış, yanlış ilaç kullanımı, gerekli bilgilendirmenin yapılmaması ya da hijyen kurallarına uymama gibi eylemler kusur olarak değerlendirilir.
Kusurun varlığı tek başına dava için yeterli değildir. Hekimin kusurlu davranışının hastada fiziksel ya da psikolojik bir zarara neden olması gerekir. Örneğin kalıcı bir iz, asimetrik bir görünüm, işlev kaybı ya da travma bu kapsamda sayılabilir.
Zarar ile hekimin kusurlu davranışı arasında doğrudan bir bağlantı olmalıdır. Bu bağ olmadan tazminat talebinde bulunmak mümkün değildir
Malpraktis davası sonucunda mağdurlar çeşitli tazminatlar talep edebilir. Bu tazminatlar hem maddi hem manevi olabilir.
Maddi Tazminat
Hastanın, hatalı operasyonu düzeltmek için yeniden operasyon geçirmesi gerekiyorsa, estetik deformasyon nedeniyle iş gücü kaybı yaşıyorsa veya tedavi sürecinde ek masraflar çıkmışsa, tüm bu kalemler için maddi tazminat talep edilebilir.
Manevi Tazminat
Hatalı estetik operasyon neticesinde oluşan kalıcı bir iz ya da şekil bozukluğu, kişinin sosyal hayatını, psikolojisini ve özgüvenini doğrudan etkileyebilir. Bu tür duygusal ve sosyal zararlar için manevi tazminat talebinde bulunulabilmektedir.
Hekim, estetik operasyon öncesinde hastayı tüm riskler ve olası komplikasyonlar konusunda ayrıntılı olarak bilgilendirmek ve yazılı onam (rıza) almak zorundadır. Eğer meydana gelen komplikasyon söz konusu onam formunda açıkça belirtilmiş ve hasta kendi rızasıyla bu onam formunu imzalamış ise hastanın tazminat hakkının ortadan kalkacağı değerlendirilmekte ise de, eksik bilgilendirme yapılması ya da hiç bilgilendirme yapılmaması halinde bu durum malpraktis kapsamına girmektedir.
Hatalı estetik operasyon sebebiyle açılacak tazminat davasında zamanaşımı, hatalı operasyonun yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl ve Eser Sözleşmesinden doğan seçimlik hakların kullanılması için 2 yıldır. Ancak, hatalı operasyonu gerçekleştiren hekimin ağır kusurunun bulunması halinde söz konusu zamanaşımı süresi, hatalı operasyonun yapıldığı tarihten itibaren 20 yıldır.
Hatalı estetik operasyon sebebiyle açılacak tazminat davasında görevli ve yetkili mahkeme, hatalı estetik operasyonun yapıldığı yer ya da hekim veya zarar gören hastanın bulunduğu yer Tüketici Mahkemesidir. Tüketici Mahkemesi bulunmayan yerlerde söz konusu davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmaktadır. Ayrıca, hekimin mesleki mali sorumluluk sigortası bulunması halinde, doğrudan sigorta şirketine açılacak davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir.
Hatalı estetik operasyon sebebiyle açılacak tazminat (malpraktis) davası bir tüketici işlemidir ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre belirli parasal sınırlar altındaki tüketici işlemlerinde Tüketici Hakem Heyetine başvurulması gerekmektedir. Söz konusu parasal sınır her yıl Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ilan edilen yeniden değerleme oranına göre belirlenmekte olup, 2025 yılı için 149.000 TL (YüzKırkDokuzBinTürkLirası) altındaki uyuşmazlıklarda dava yoluna değil, il veya ilçe Tüketici Hakem Heyetine başvurulması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen Tüketici Hakem Heyeti başvuru sınırlarını aşan ve dava açılması gereken durumlarda ise, yine 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre öncelikle dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulması gerekmektedir.
Arabuluculuk süreci kural olarak 4 hafta içinde sonuçlanmakta ve sürecin anlaşma ile sona ermesi halinde davaya gerek kalmadan bireyler tazminat haklarına kavuşabilmektedir. Günümüzde, Tüketici Mahkemesinde açılacak davaların minimum 1 yıl ve hatta istinaf ya da temyiz söz konusu olması halinde 3-4 yıl sürebileceği göz önüne alınırsa arabuluculuk sürecinin bir malpraktis avukatıyla yürütülmesi bireylerin haklarına en erken sürede kavuşabilmesi için önem arz etmektedir.
Estetik operasyonlar genellikle yüksek maliyetli, umut bağlanan ve ciddi fiziksel değişiklikler yaratabilen işlemlerdir. Hekimin bir hatası sonucu ortaya çıkan zarar, sadece estetik değil, psikolojik ve sosyal boyutlarıyla da bireyin hayatını etkileyebilir. Böyle bir durumda kabullenmek ya da “olan oldu” demek zorunda değilsiniz.
Malpraktis davası açarak:
Eğer siz de bir estetik operasyon sonrasında beklenmeyen bir sonuçla karşılaştıysanız, yaşadığınız durumun hukuki boyutunu değerlendirmek için bir malpraktis avukatı ya da ankara avukat danışmanlık hizmeti almanız büyük önem taşır.
2024 © Kopyalanamaz. Tüm Hakları Saklıdır. Rise On Web
Bizimle iletişime geçin.